ipcm » 08 Nisan 2014 16:00
Ben çok uzun süredir kullanıyorum renault dizellerini. yeni Fluance dan tutun eski 1.9dti a kadar. Bu dizel işinde motor sıcaklığı ve yağlama işi çok önemli olduğunu herkes biliyor zaten. Yoldan adam çevirip sorsanız hepsi aynı şeyi söyler.
Yanlış anlaşılma olmasın kimseyi yargılamıyorum;
mesela ben start&stop u devre dışı bırakanlardanım. sabah aracı 1-2 dakika ısıtmadan vitese takmıyorum.
Araç ısınana kadar kesinlikle sıkıştırmıyorum. stop ederken 1-2 dk bekliyorum vsvs.
Fab. daki araçlarda sene başında değiştirilen dizel renault olarak ortalama km 200.000 civarı idi. kiralık araç olduğu için çıkanı ne yapıyorlar bilmiyorum ama hem kendi hem de bu araçlarda uzun yolda yüksek süratlerde ve uzun süre seyahat ettim. Buna kısmet meselesi de diyebilirsiniz ama 5 aracın hepsi de kısmet mi olur?
Gece Ankara'ya giderken Fluence ile mola için durduğumuz yerde motora yakın noktada hafif bir kırmızılık farkettim. baktığım yer turbonun çıkış yeri idi heralde. Normalde turbonun emme tarafı aluminyum egzoz tarafı dökme demirdir. Metalurji müh. arkadaşlar koyu kırmızının 400-500°C üstü olduğunu benden iyi bilirler. Aluminyum 600°C gibi eriyor, yani o yağ hem soğutma hem de yataklama görevi görüyor diyebiliriz.
Bu sıcakta motoru bir süre boşta çalıştırmadan kapatırsanız o mile ve keçelere zarar verirsiniz. Dünya üzerinde de ben pek 200°C (ısıl işlem yağları hariç) üstü çalışan yağ görmedim.
Bu sıcakta sürekli duran mil etrafındaki yağı da yok edip kendine de zarar veriyor haliyle. 65.000 de benzinli turbo astra'yı turbo arızası ile servise bırakan arkadaşım var, kendisi aracı affedersiniz ama eşek yerine kullanıyordu.
Diyeceğim o ki araca hayatımızı emanet ediyoruz, az biraz pimpirikli olmak her zaman iyidir.