Şimdi...
Aracı aldığım ilk günden beridir; kaliteli yakıt (eurodiesel), tüm bakımları (gecikmeden), ilk çalıştırma sonrası 1-2 dk. bekleme (motor ve turbo bakımı için), stop etmeden önce bekleme (yine aynı hassasiyet için) ve diğer hususlarda hassas davrandım. Hepsi motor ömrü ve sağlığı içindi... Bugün servise gittim. Özellikle soğuk havalarda motorda duymaya başladığım, motor soğukken gelen ama ısınınca kaybolan "çika çika çika çika çika çika" şeklinde gelen mekanik bir ses için. Hoş; motor ısındığı için duyamadık. Bir akşam bırakacağım orada, ayrı mevzu... (Bu arada Bor Power aldım ve koyduk motora. Hissettiğim fark(lar)ı ilgili konuya yazacağım.)
Fakat konu şu ki, Bor'u koyduktan sonra motoru bir süre çalıştırdık. Bu esnada usta yağ seviye tespit çubuğunu yerinden çıkardı ve olan biteni izledi bir müddet. Kapağın deliğinden bir miktar hafif renkli bir duman geliyordu. Ama belli belirsiz. Motor sıcaklığı orta derecedeydi (iki birim yanıyordu). Usta "Motor üflüyor" dedi ve sonra bir iki soru sordu:- Aracı sıfır mı aldın, ikinci el mi? - Sıfır aldım. Şu an 50bin kilometre'de.
- Yağ eksiltiyor mu? - Hayır. Her bakım zamanı yaklaşırken (ya da zaman zaman) bakarım, her zaman "00000000" şeklindedir ekran. Nadiren bir iki tane "_" görsem de düzelir bir zaman sonra falan. Yağ eksilttiğine dair güçlü bir delil yok.
- Yakıt sarfiyatı arttı mı? - Hayır. Aksine aracı ilk aldığım kış, şehir içi ortalama 5.5lt altına inemezken şimdi en fazla 4.5lt. görmekteyim.
- Güçten düştü mü? - Hayır diyebilirim. Ama düştüyse de sürekli kendi aracımı kullandığım için ne desem doğru olmaz. Ama deparında sıkıntı yok.
Yani ustaya göre piston segmanlarında sızdırma problemi var. Piston odasında yanan yakıtın dumanı, aşağıya kartere sızıyor. Yağ kapağından gelen duman egsoz dumanı yani. Bu durum işin birinci sahfası imiş. Sonrasında segmanların (ya da sonrasında piston içindeki gömleklerin) daha fazla aşınmasıyla yağ yakmaya ve basınç kaçağının daha fazlalaşacağını anlattı. Sonuç, rektefiyeye kadar gidiyor. Yani pistonlara segman, piston odalarına yeni gömlek çakma işlemi. Masrafını sormadım bile...
Anlattım ustaya, bunca zaman motorun üzerine titredik. Ve sordum, "Aga bu nedir?!" Yakıt aldığın markayı değiştir dedi sadece usta. Madem bu kadar özendim, bakımlarını aksatmadım ve motora karşı hassas davrandım, o zaman geriye kalan suçlu "yakıt" - ustaya göre. Ve akabinde Opet'ten al dedi. Opet'in eurodiesel'i bu motorların biraz daha sesli çalışmasına neden oluyor ama kükürtü daha az dedi. Hani tamam, motor sağlığı için yaparız da... .... .. .
Öte yandan pistonun üzerindeki, piston odasında bulunan yağı aşağı sıyırarak temizleyen alt segmanda kurum birikmiş olabileceğini, gelecek bakımda kurum temizleyicisi ile temizleyerek deneme yapacağını ve akabinde yağa Motor Silk ekleyeceğini ifade etti. Şu an için acil bir durum yok diyor ama sarı alarm verdi usta. Konuyu açmadan önce internette bir hayli gezdim bu konuya ilişkin. Bir kesim, DCi motorlarda üflemenin normal olduğunu, her motorda (hele ki doğasında sürtünme olan bu motorlarda) fiziken kompersyon kaybının hep olduğunu, kaçağın olduğunu ama fazla olmaması gerektiğini, asıl neticenin kompresyon testiyle belli olacağını yazmış. Bir kesim ise motorun bitik olduğunu ya da bitmek üzere olduğunu ve kesinlikle rektefiye gerektiğini yazmış.
Ekleme: Bu üfleme işinin artık son noktası, yağ çubuğunu çekince motorun dışarıya yağ atacak kadar üfleme yapması, hatta normal kullanımda bile hava filtresine yağ gelmesi ve hava filtre kutusunun yağ ile dolmasına kadar giden bir durummuş.
Ben anlamadım bu işi. Öncelikle bu konuda sağlam ve güzel bilgileri olan varsa paylaşabilir mi? Lütfen kulaktan dolma bilgileri boş yere yazmayalım. Ayrıca; Eğer bu olayı merak eden arkadaşlar olursa bir ricam var. Aracınızı çalıştırıp 3-5 dakika sonra yağ seviye çubuğunu çıkartıp bir gözlem yaparak ve durumu buraya yazar mısınız? Fakat bunu, aracını yeni almış arkadaşlardan da rica edeceğim. Aradaki farkı görmek için.
Canım sıkıldı biraz...